02 Ağustos 1998

Hürriyet Gazetesi'ne verdiğim açıklama!..

 


Bugünkü Hürriyet Gazetesi'nde Yalçın Bayer'in köşesinde bir okuyucunun daha önce Yalçın Bayer'e sorduğu soruya TRAC İstanbul Şubesi Genel Sekreteri olarak ben yanıt vererek kamuoyunu aydınlatmaya çalıştım. 

Dedim ki; 

GSM telefonlarının insanlığa maliyeti

İstanbul'dan bir okurumuzun cep telefonlarının yaydığı elektromanyetik dalgalar ve radyasyon tehlikesi konusunda bilgi istemesi üzerine Telsiz ve Radyo Amatörleri Cemiyeti (TRAC) İstanbul Şubesi Genel Sekreteri Ertan Yurderi köşemize çarpıcı açıklamalar yaparak, ‘‘Okuyucunuzun kaygısı gerçekten doğrudur’’ diyor ve ekliyor: ‘‘900-1900 Mhz arasında çalışan bu sistemlerin çıkarmış olduğu elektromanyetik dalgalar ve radyasyon günümüz insanını etkilemektedir.’’

Yurderi, konuşulan frekansın özelliğinden dolayı bu frekansta yayın yapan GSM'ler insanlar için hayati tehlike oluşturmaktadır. Çünkü vücutla her an temasta olan cep telefonları bulundukları yerde -kemerlerine takılı olanlar dahil- bir elektromanyetik akım ve radyasyon üretmekte ve o bölgedeki hücreleri yoğun ışın bombardımanına tutumaktadır. Konuşma anında ise beyindeki sinir hücrelerini etkilemekte ve beyinde tümörler oluşturmaktadır.

TRAC Genel Sekreteri, GSM'lerin aynı mikrodalga fırınlar gibi çalıştığını, bulunduğu yerdeki tüm elektronik cihazları da etkilediğini anlatıyor:

BİLGİ VERİLMİYOR ‘‘Böyle zararlı bir sistemin ülkemizdeki iletişimi kolaylaştırıcı unsurları gözönüne alındığında bu sistemin sevimli yanı bizlere empoze edilmekte, fakat zararları konusunda da insanlara bilgi verilmemektedir. GSM telefonlarla nasıl bir iletişim sağlanacağı, vücuda ne kadar uzaklıkta bulunması gerektiği, konuşurken yüzümüzden ne kadar uzakta tutulacağı, telefon anteninin ne kadar açılacağı vb. şeyler kullanıcılara anlatılmamaktadır.

KANSERLİ BİR TOPLUM Hayatımız bu kadar ucuz mudur? Bize kullanma ve iletişim kolaylığı sağlayan bu sistem yakın bir gelecekte beyninde tümörler oluşmuş, vücutlarında kanserli hücreleri çoğalmış bir toplum yaratacaktır. Geleceğimiz de bu yüzden kararacaktır.

Radyo vericileri de aynı şekilde radyasyon yaymakta ve insanları etkilemektedir. Çamlıca'da, Adalar'daki ağaçlar kurumaya başlamıştır bile. Orada 1000 ve 10 bin wattlık vericiler etrafa radyasyon yaymaktadır. Bir de oraya çay içmeye giden insanları düşünün.

Okmeydanı'nındaki SSK Hastanesi'nin yanında bulunan binaların tepelerine bir bakın. Anten çöplüğü... binlerce watt orada yaşayan insanların üstüne her an yağmakta. Radyo vericilerinin sahipleri o blokların tüm apartman giderlerini karşılıyormuş, acaba orada oturan insanların radyasyon sebebiyle kanserleşen vücutlarını tedavi için yattıkları hastane masraflarını da karşılayacaklar mı?

AZAMİ RADYASYON Olağanüstü Hal ve Afet durumlarında cemiyetimiz üyeleri kamu yararına çalışan bir dernek olduğumuz için Sivil Savunma bünyesinde de görev almaktadır. Erzurum, Dinar depremlerinde görevliydim. Bizim kullandığımız sistemler de dahil olmak üzere antenlerimizden çıkan sinyaller bile radyasyon taşımaktadır. Ama bizler bu işi bilinçli yaptığımız için sistemlerimizde kullandığımız birtakım ekipmanlarla birlikte radyasyonu azamiye indiriyoruz.

Yurderinin son sözü; İletişimin bizi yakalayacağı ve hasta edeceği değil, bizim iletişimi bilinçli yakalayacağımız sağlıklı bir Türkiye umudu diliyor.

Bilgi: (TRAC) -0212-245 39 42


İşte o yanıt linki... https://www.hurriyet.com.tr/yeter-soz-milletin-39031912